
Mutlu Çalışan, Mutlu İşyeri
Çalışma biçimlerinin, ofis dizaynlarının, iş kültürlerinin ülkelerin coğrafi konumları, kültürel düzeyleri ve sosyal alışkanlıklarına göre değişiklik gösterdiğini biliyor musunuz?
Örneğin, çalışma ortamları kuzey ülkelerinde daha disiplinliyken, sıcak iklime sahip ülkelerde daha rahat bir hal alıyor. Almanya’da tüm çalışma prosedürleri kurallarla belirlenirken, Yunanistan’da esnafın öğlen saatlerinde çalışmayı bırakıp siesta yapması normal karşılanıyor.
Birleşmiş Milletler* (Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı) tarafından 155 ülke ile ilgili 2017 Dünya Mutluluk Raporu2 verilerine göre, Dünya’nın en mutlu ülkeleri arasında birinci sırada Norveç bulunuyor. Norveç’i bu listede Danimarka, İzlanda ve İsviçre takip ediyor. Türkiye, 69’uncu sırada yer alıyor. BM* araştırma verilerine göre, dünyanın en mutlu insanları kuzey ülkelerinde yaşıyor.
Sağlam ilişkileri olan kişilerin daha mutlu olduğunu gösteren raporda aile, çocukluk ve okul geçmişinin yetişkinlik hayatındaki yaşam kalitesini etkilediğine dikkat çekiliyor. Anket katılımcılarının hemfikir olduğu dikkat çeken başka bir detay ise, gelirin mutluluk için eğitimden daha önce gelmesi: Steve Jobs, Mark Zuckerberg gibi kişilerin üniversiteyi bırakması örnek gösterilmiş. Gelişmiş ülkelerde kendi işinde çalışan serbest meslek sahibi insanların, geleneksel olarak istihdam edilen çalışanlara göre işlerinden daha tatmin oldukları belirtiliyor. Bununla birlikte, kendi işinde çalışırken stres ve endişe gibi olumsuz duygular yaşamanın da olası olduğu vurgulanıyor.
Ülkelerin iş alışkanlıkları ne olursa olsun başta internet olmak üzere, teknoloji harikası ürünler sayesinde “ofisler giderek evrenselleşiyor”. Çoğunluğunu Y Kuşağı’nın oluşturduğu günümüz çalışanlarını mutlu etmenin, dolayısıyla verimliliği artırmanın yoluysa, kendilerini rahat ve huzurlu hissedecekleri, yüksek teknolojik özellikleri bünyesinde barındıran, geniş alanlara sahip, sosyal aktivite, eğlence ve spor imkanlarının bulunduğu “mutlu ofisler” kurmaktan geçiyor.
Çalışanlar için konfor ve verim, ofislerin olmazsa olmaz kriterleri arasında yer alıyor. Google ve Microsoft gibi dünya devlerinin çalışanlarına ev rahatlığında çalışma ortamları sunuyor. Google’ın çalışanları öğle molasında yüzüp, duşunu alıp tekrar işinin başına dönebiliyor. Kendisine değer verilen, yetenekleri önemsenen ve kendini geliştirmesine olanak sağlanan bir işyerinde çalışma isteği artar. Tabii işin içine yaratıcılığı destekleyen kültürel, sanatsal veya sportif aktivitelere dayalı motivasyon uygulamaları da eklenirse tüm bunlar hem çalışana, hem yöneticiye hem de kuruma artı değer olarak döner.
“NewYork’ta çalışılacak en iyi yerler” kategorisinde bilinen bir startup olan Square Space’in çalışma kültürü “düz, açık ve yaratıcı” olarak ifade ediliyor. Düz organizasyon yapısında, çalışanlar arasında dikey hiyerarşi, yönetici ya da getir götür işi yapan çalışanlar bulunmuyor. Yönetime doğrudan erişim olanağı çalışanlarla kurulan etkili iletişim yöntemlerinden birini oluşturuyor.
Foresight International Araştırma Şirketi’nin 2005 yılında yaptığı anketin sonuçlarına göre, Alarko Carrier’ın en güçlü yönlerinden biri müşteri memnuniyeti. Alarko Carrier yetkilileri, çalışan memnuniyeti ile müşteri memnuniyeti arasında oldukça güçlü bir doğrusal ilişki bulunduğunu ifade ediyorlar. Çalışan memnuniyeti arttıkça, müşteriye verilen hizmetin ve kalitenin arttığını belirtiyorlar. Alarko’nun müşteri memnuniyeti oranı ise 2004 yılında yüzde 92 iken 2006 yılında yüzde 94’e yükselmiş.
Son yıllarda ülkemizde de moda ve giyim markalarında başlayan “mutlu çalışan için çalışmak stratejisi” özellikle perakende sektöründe yayılım gösteriyor.
Zappos şirketinin uygulamalarında örnek alınabilecek bir iyi uygulama sonucu; işe alımda kurumun resmi olmayan, iç profilinin uyumuna bakılması. Yeni çalışanlar eğer işin onlara uygun olmadığına karar verirlerse, belirli bir ücret karşılığında işi bırakabiliyorlar. Şirketin “10 ana değeri” her takım üyesine adeta enjekte ediliyor.
Zamlar, yapılan kapasite ve yetenek sınavları sonrasında veriliyor. Genel bütçenin bir kısmı da takım geliştirme ve çalışma kültürü yükseltme üzerine harcanıyor. Dolayısıyla, çalışma kültürünün ne olduğunu net bir şekilde tanımladıkları için, bu kültüre uygun elemanlar alıyorlar. Dolayısıyla çalışan mutluluğunun sağlam temelli bir kültür yaklaşımıyla sürdürülmesini sağlıyor.
Özellikle doğrudan müşteri ile temas edilen işlerde ve sektörlerde mutlu çalışan yaratmak, mutlu müşteri anlamına geliyor.
Özetle, mutlu işyeri yaratmak için;
- Çalışanınıza inanın, güvenin.
- Çalışanın mutluluğunu artıracak bir başka uygulama konusu da ofislerde motivasyon artırıcı etkinlikler düzenleyin.
- Küçük bir teşekkürün bile bazen çok önemli şeylere sebep olabileceğini unutmayın.
- İnsanlar üzerinde ne kadar az baskı hissederse o kadar özgür çalışırlar. Kendilerini doğru ifade etmelerini sağlayın ve kendilerini anlatmaları için onlara alan açın.
Bültenimizi uzağı yakınlaştıran, “mutlu et ve mutlu ol” mottosu ile düşündüren bir sözle tamamlayalım.
Kaynaklar
- http://www.istanbultalks.com.tr/blogs/calisma-kulturu-ornek-alinmasi-gereken-10-sirket/ – Kaynak Erişim Tarihi: 13.12.2017
- http://worldhappiness.report/ – Kaynak Erişim Tarihi: 13.12.2017
- http://www.socialbusinesstr.com/2017/08/03/dunya-mutluluk-raporu-verileri-ne-soyluyor/ – Kaynak Erişim Tarihi: 13.12.2017
- http://perakendevitrini.com/mutlu-calisanlar-mutlu-musteriler-uretir/ – Kaynak Erişim Tarihi: 13.12.2017
- https://www.capital.com.tr/yonetim/liderlik/mutlu-calisan-satis-artirir-mi – Kaynak Erişim Tarihi: 13.12.2017
- http://www.istanbultalks.com.tr/blogs/calisma-kulturu-ornek-alinmasi-gereken-10-sirket/ – Kaynak Erişim Tarihi: 13.12.2017
- https://www.tzv.org.tr/#/haber/928 – Kaynak Erişim Tarihi: 26.02.2018
[…] işini severek yapmasını sağlayarak “mutlu çalışan ve mutlu işyeri” oluşumuna da katkı […]